top of page

Hatalarımız Karşısında İç Sesimiz Neler söylüyor?

  • Yazarın fotoğrafı: Sena DOKUMACI
    Sena DOKUMACI
  • 5 Şub 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 8 Kas 2024

İnsan olarak hepimizin doğasında hata yapmak var. Birçoğumuz hayatımızın çeşitli dönemlerinde çeşitli sebeplerle hatalar yapmışızdır muhakkak. Başarısızlıklarımızdan hatalarımızdan öğrendiklerimizle daha başarılı işler yaptığımız zamanlar olsa da genel olarak kusurlarımızı, hatalarımızı sevmeyiz, onlarla çok barışık değilizdir.

Kusurlu olduğunuzu, hata yaptığınızı fark ettiğinizde iç sesiniz size neler söyler? Peki hatalarınıza karşı kendinizi şefkatle kucaklayabilir misiniz? Yoksa kendinize karşı oldukça kırıcı, acımasız yorumlar yapan bir iç sesiniz mi var? Peki bu içinizdeki sese kulak verin, bu ses size bir yerden tanıdık geliyor mu?

Bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde bakım verenlerimizle kurmuş olduğumuz ilişki, onların bakım verme stili, içinde büyüdüğümüz çevre, kültür, genetik yapımız, mizacımız... Bunların her biri harmanlanarak bugün nasıl bir yetişkin olacağımızı, nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmayacağımızı, seçimlerimizi, kendi değer yargılarımızı belirleyen temel faktörler.

Bize bakım verenlerin, sosyal çevremizin, öğretmenlerimizin çocukken yaptığımız hatalarımız, kusurlarımız, eksikliklerimiz karşısındaki tutumu; bizim hatalarımız, kusurlarımız karşısında kendimizi nasıl değerlendirdiğimizi de (iç sesimizi) etkiliyor. Bizler kendimizi eleştirmeyi, iç sesimizle ne şekilde konuşacağımızı bir şekilde ebeveynlerimizden (bakım verenlerimizden) miras alıyoruz. Yani ebeveynlerimizin (bakım verenlerimizin) bizimle iletişim şekli yetişkinlik dönemimizde bizim iç sesimiz haline geliyor. Yanlışlıkla kırdığı vazo yüzünden, başarısız olduğu dersler sebebiyle ya da başka herhangi bir sebeple aşağılanan eleştirilen küçük çocuk bir yetişkin olduğunda da yaptığı hatalar karşısında kendini aşağılayan, eleştiren bir birey haline geliyor.

Bir tohum; hata yaparsan eleştirilirsin, sevilmezsin şeklinde ekilirse büyüdüğünde de hayata benzer inançlarla bakmaya başlayacak ve kendisine hata yapma lüksü tanımayacaktır. Kusurlarıyla barışık olamayan sürekli hata yapmaktan kaçınan bireyler ise daha çok kaygılanıp daha çok hata yapacaktır. Sonuç olarak kendilerini kusurlu gören, acımasızca eleştiren ve kısır bir döngüye girmiş kişiler haline geleceklerdir.

Hata yapmak, kusurlu olmak hepimiz için kaçınılmaz bir şey. Hepimizin hayatta eksik yanları, kusurları var. Burada önemli olan kişinin eksiklikleri karşısında kendisine nasıl bir şefkatle, nasıl bir bakış açısıyla yaklaştığı. Kişi kusurlarını ne şekilde nasıl kabul ediyor? Kendimize, çocuklarımıza hatalarımız ve kusurlarımız karşısında şefkatle yaklaşabilen "canım sağ olsun" kelimesini daha sık kullanarak aslında yaptığımız hatalarımızın değerimizi, kişiliğimizi ya da ne kadar sevileceğimizi belirleyen bir ölçüt olmadığına dair mesajlar vererek hem kendi içimizdeki çocuğu, hem de varsa kendi çocuğumuzu büyütebilmek çok kıymetli olacaktır..






 
 
 

Comments


bottom of page